Şimdiye kadar hem Dragons’ Den’de stüdyo ortamında, hem pek çok ulusal ve uluslararası girişimcilik yarışmasının jüri üyesi olarak hem de pek çok yatırım forumunda girişimcilerin sunumlarını dinledim. Dinlediğim bu binlerce sunumun sonunda, bu hafta girişimcilere bu sunumlarda nelere dikkat etmeleri gerektiğini aktaracağım.
Kısaca bilgi vermek gerekirse: Bu sunumlar genellikle 3 veya 5 veya 7 dakikalık zamanlarda sınırlı. Bu kadar kısa zamanda bir yatırımcıyı projenize nasıl ikna edebileceğinizi düşünebilirsiniz. Şunu sakın unutmayın: Bir şeyi satın almaya TV’lerdeki 30 saniyelik reklamlarla ikna olabiliyoruz. Demek ki, bu süreler oldukça yeterli. Yeter ki, bu sürelerin her saniyesini çok iyi kullanabilin.
Bu tip süreyle sınırlı sunumlarda, aynen bir senarist gibi oturup o üç dakikalık süreyi bir film şeridi gibi kafanızdan geçirmeniz gerekiyor. Heyecanlı, esprili, tempolu ve içerik kalitesi çok yüksek üç dakika yaşatmanız gerekiyor yatırımcı adaylarınıza. O yüzden, yapacağınız işe ve girişimcilik projenize odaklanmak kadar, sunumun kurgusuna da odaklanmanız gerekiyor. Aslında belki de saatlerce anlatmayı isteyeceğiniz şeyleri üç dakika içinde vermenin zorunluluğu sizin de çok işinize yarayacak bir özet çıkarmanız açısından çok faydalı bir egzersiz.
Şu anektod sanırım ne demek istediğimi özetleyecektir: Emekli bir devlet adamı, kendisini konferansa davet edenlere şu mesajı gönderir: Eğer bana 2 saat süre verirseniz, bu konuyu size ücretsiz olarak anlatırım. Ancak, eğer aynı şeyleri 10 dakika içinde anlatmamı isterseniz, bu durumda size şu tutarda bir fatura göndermem gerekecektir.
Yani, 2 saat konuşmak bedava, ama 10 dakika konuşmanın bir maliyeti var! Çünkü, söz konusu on dakikanın her saniyesinin çok iyi planlanması için iki saatten daha fazla zaman harcanması gerekiyor. İşte girişimcilerin bu üç dakikalık sunumları, aslında belki de 40 saat artı üç dakika şeklinde değerlendirmek gerekir.
Bu üç dakika, aslında aynen 140 karakterli bir tweet mesajı gibidir. Tüm mesajınızı 140 karaktere nasıl indirebiliyorsanız, şimdi de tüm girişimcilik projenizi üç dakikaya indireceksiniz. Bunu yaparken de sunum kurgunuzun şu dört ana kolon üzerine oturması gerekir:
Sunumun akışı: Sunumunuzda her şey baştan sona mutlaka belli bir mantık sırasında akmalı. Yatırımcı sizi dinlerken, tabiri caiz ise, zapping yapma gereği hissetmemeli. Eğer yatırımcı başını önüne eğip önündeki kalem veya kağıtlarla ilgilenmeye başladıysa, seyirciyi başka kanala kaçırtmışsınız demektir. Ayrıca sunumun akış hızı ve temposunu çok iyi ayarlamanız gerekiyor. Karşınızda heyecanlı ve temposu yüksek insanlar olduğunu unutmayın.
Sunumun açılışı: İlk 60 saniye çok çok önemli. İlk 60, hatta 30 saniye içinde yatırımcının dikkatini çektiyseniz, sunumun sonu çok kolay gelir. Çekemediyseniz, yatırımcının dikkatini toparlamak biraz zor olur. Benim önerim, ekranda sadece logonuzun ve adınızın olduğu bir sayfayla sunuma başlamanız ve yatırımcı bu basit slayta bakarken onların sizin sunumunuzu takip etmelerini sağlayacak ilginç bir şey anlatıyor olmanızdır. Örneğin, bir çocukluk anınız, tarihsel bir olay, radikal bir inovasyon hikayesi gibi…
Sunum içeriğinin yerleştirilmesi: Bu ilk slayttan hemen sonra, yatırımcının derhal merakını giderin ve ne yaptığınızı hemen ikinci slaytta açıklayın. Neye çözüm öneriyorsunuz? Projeniz nedir? Tek cümleyle açıklayın. Örnek: Internette aradığınız her şeyi bulan bir arama motoru yaptık!
Doğru sıralama: Slaytlarınızı doğru sıralayın ki, mantıklı ve tempolu bir akışla üç dakika boyunca yatırımcıların dikkatini kaybetmeyin. İşte size slaytların doğru sıralanışı:
• Şirket adı – logosu – adınız
• Ne yapıyorsunuz?
• Yönetim takımı
• Pazar büyüklüğü
• Ürününüz nedir
• İş modeliniz ( bu işten nasıl para kazanacaksınız )
• Müşterileriniz kimler
• Müşteriye nasıl ulaşacaksınız?
• Rakiplerini kimler
• Farklı olarak ne düşündünüz?
• Gelecek 3 yılın finansal satış tahminleri
• Şimdiye kadar ne kadar fon buldunuz, şimdi ne kadar talep ediyorsunuz, karşılığında ne veriyorsunuz
• Önemli kısımların kısa bir özeti ve teşekkür slaydı